Ana içeriğe atla

MUCİT :ALEXANDER FLEMİNG


6 Ağustos 1881 tarihinde, İskoçya’daki Ayrshire’m Lochfield kasabasında dünyaya geldi.
Alexander Fleming 7 yaşındayken babası vefat  etti. Bundan altı sene sonra da evinden ayrılıp Londra’ya taşınan Fleming, bir teknik okulda iki sene okuduktan ve bir denizcilik şirketinde dört sene kâtip olarak çalıştıktan sonra, yirmi yaşlarındayken eline geçen küçük bir mirasa güvenerek tıp okumaya karar verdi ve 1901 senesinde Paddington’daki St.Mary Hastanesi Tıp Okulu’na burslu öğrenci olarak yazıldı. Sonradan Londra Üniversitesi’ne bağlanan bu okuldan 1906 senesinde diplomasını, 1908 senesinde ise “akut bakteri enfeksiyonları” konulu teziyle ve üstün başarı belgesiyle yüksek lisans derecesini aldı.
Londra’da Azize Mary Hastanesi'nde (St. Mary's Hospital) Aşılama Bölümü'nde görev yaptığı 1924-1948 yılları arasında bilim araştırmalarında bulundu. 1927 senesinden başlayarak, penicillium cinsi içinde bir küfün özellikleri üzerinde incelemeler yaptı.
Fleming’in laboratuvarı her zaman dağınık olurdu, fakat 1928 senesinin Eylül’ünde bu durum bir avantaja dönüştü, labaratuarın dört bir yanına dağılmış türlü deneyleri bir düzene sokmaya çalışıyordu. Sıraya koyarken her birini dikkatle incelerken ilginç bir mantar kolonisi keşfetti, mantarlar Staphylococcus Aureus bakterisi tarafından sarılmış kaplarda yetişmişlerdi. Fakat dikkatle incelendiğinde görünecekti ki bu mantarlar, zararlı olmaya potansiyeli olan bakterileri yıkıyordu. Bunun anlamı mantarın zararlı hücreleri yok ettiğiydi. Bunun önemini hemen kavradı ve bir yıl sonra (1929da) Penisilin adını verdiği keşfi hakkında bir makale yayınladı.
İlerleyen zamanlarda buluşu üzserinde çalışmalarını devam ettiren Fleming, 11 Mart 1955 tarihinde 73 yaşındayken kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİLİM İNSANLARI :İBNİ SİNA

İBNİ SİNA (980 - 1037) Felsefe,  matematik , astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi bilgi ve becerinin çeşitli alanlarında seçkinleşmiş olan,   İBNİ SİNA(980-1037), matematik alanında matematiksel terimlerin tanımları; astronomi alanında ise duyarlı gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilenmiştir. Astroloji ve simyaya itibar etmemiş, Dönüşüm KURAMININ doğru olup olmadığını yapmış olduğu deneylerle araştırmış ve doğru olmadığı sonucuna ulaşmıştır.  İBN-i SİNA'ya göre, her element sadece kendisine özgü niteliklere sahiptir ve dolayısıyla daha değersiz metallerden altın ve gümüş gibi daha değerli metallerin elde edilmesi mümkün değildir.                                         İbn-i Sinâ , mekanikle de ilgilenmiş ve bazı yönlerden Aristoteles'in hareket...

İCAT,MUCİT,BİLİM İNSANI NEDİR?

İCAT NEDİR? Buluş ya da icat, daha önce bulunmayan bir şeyin insan çabasıyla geliştirilmesidir.  İcat ların çoğu daha önce var olan teknolojilerin yeni ve benzersiz biçimde bir araya getirilmesinin sonucudur. Bu yeni ürün belirli bir insan gereksinimini karşılama çabası sonucunda, mucidin bir işi daha çabuk ya da daha verimli yapma isteği sonucunda, hatta bazen rastlantıyla ortaya çıkabilir. Bireysel çalışmanın sonucu olabileceği gibi, ekip çalışmasıyla da gerçekleştirilmiş olabilir. Zaman zaman icatların, dünyanın farklı kesimlerinde aynı sıralarda, ama birbirlerinden bağımsız olarak ortaya çıktıkları da görülür. MUCİT NEDİR? Yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden kimsedir. Mucitler; Daha önce olmayan yararlı bir nesneyi keşfeden ya da üreten kişilerdir. Bugün günlük hayatimizi büyük ölçüde etkileyen bazı icatlar dışında, modern icatları tek bir mucidin keşfettiğini söylemek güçtür. Birçok icadın, su anki modern biçimini alana dek gelişmesi yıllar sürmüştür. BİLİM...

İCAT :KİTAPLIK

Kitaplık  Sistemli bir şekilde düzene konularak sınıflandırılmış kitap, dergi, süreli yayın, grafik, göze ve kulağa hitap eden belgeler koleksiyonu.  Kitaplıklar başlangıçta yerleri rahatlıkla değiştirilebilir bir dolap şeklindeyken, 18. yüzyılda sabit ayaklar üzerine kurulan, iç kısmındaki raflarının arzu edildiği biçimde ayarlanabilen ve evlerin belirli ihtiyaçları arasına giren bir mobilya oldu. Evlerde bulunan kitaplıklardan başka, büyük şehirlerde devletin, belediye kuruluşlarının, bütün bilim müesseselerinin kitaplıkları mevcuttur. Bugün en küçük kamu kuruluşlarında bile, küçük de olsa, bir kitaplık bulunmaktadır. Kitaplıklar, genelde üst kısmı camlı ve parmaklıklı, alt kısmı ise çekmeceli veya iki tarafa açılacak biçimde kapaklı olurlar. Bunların durumu, günün şartlarına göre değişmektedir. İdeal bir kitaplık, kitap sayısı arttıkça ilave raflarla ihtiyaca cevap verecek özellikte olmalıdır. Buna prefabrik (önceden hazırlanmış, ayarlı) kitaplıklar da denilir. (Bkz. ...